26 Ocak 2014 Pazar

Kilyos'ta naptınız?


Merhabalar!

Bu sefer ki konum, Kilyos. Kilyos'a, ilk defa ve kışın gitme fırsatı buldum ama hava çok güzeldi, kumdan kocaman bir sahildi ve kimseler yoktu. Ben oraya bayıldım. Amacımız, bir keşif yapmak içindi. Arkadaşımın bir videoda karşılaştığı manzaradan etkilenip atlayıp gittik ama çok hazırlıksız yakalandık. Yanımızda olması gereken en önemli malzememiz mangaldı ve arkadaşlardı. Orada çok güzel, ortam yapılır :)



Yaz olsa; mayomu kapıp, güneşlenmeye ve yüzmeye giderim. Gece sahilde kamp yapar, ateşin başında deniz manzarasında ve yıldızların altında müzik dinler ve yanımdakinin ellerini okşarım. Ateşin başında marşmelov ısıtır, yerim ve en sevdiğim yıldızların altında uyurum.

Kış olsa; alırım arkadaşlarımı, götürürüm mangal malzemelerimi, biber mi istersin, et mi? Ben pişirmem tabi, yani yakarım. Bu yüzden arkadaşlarım yapacak, ben farazi konuşuyorum. Kış olsa; Eren'in arabasıyla tepelere çıkar, iner, patinaj atarız. Döndürürüz, atlarız, zıplarız. Müzik açar, kamp sandalyelerinde keyif yaparız. Belki başka offroad araçları olursa, onlarla takılırız. Bunu söylüyorum çünkü geçen gittiğimizde birkaç offroad aracı toplaşmış, keyif yapıyorlardı. Onları kıskandım.

Taşlar, oturmak için rahatlar.
İşte geçen sefer, bu kadar hazırlıksızdık. Biraz dolaştık, biraz kumda hız yaptık ve fotoğraf çektik geldik. Orada daha uzun vakit geçirmek isterdim ve yanımda muhakkak fotoğraf makinası olan bir arkadaşımı götüreceğim :)

Günün devamı var... Baktık, Kilyos'ta yapacak bir şey bulamıyoruz. Belgrad'a gidelim dedik. Belgrad'a giderken 3. köprünün izlerini gördük. Garipçe köyü, baya meşhurmuş diye gidelim, görelim dedik ve pek farklı bir tarafı yoktu ama insanlar, çılgınca oraya akın ediyor, deniz kıyısında balık yemek için çırpınıyorlardı. Bir gün gidersem, size balığın lezzetli olup olmadığını anlatırım yoksa o kadar zahmet edilecek bir köy gibi gelmedi bana.

Belgrad'a girerken, giriş ücreti ödedik. Giriş, haftasonu 10 Tl'dir. Haftaiçi ziyaretler için 5 Tl'dir ama biz arkadan,  bir giriş bulduk. Birazdan bahsedeceğim. Size tavsiye ederim, ücret edemeden Belgrad ormanına giriş yapabilirsiniz. Kulağa, saklı, gizli bir yol gibi gelmesin. Bildiğiniz bir yol, sadece bilinmiyor ve insanlar, boşuna para ödüyor.

Belgrad'ın büyük bir alan olmasını çok seviyorum çünkü ne kadar kalabalık olursa olsun, gidebileceğiniz her zaman sakin ve sessiz yerler var. Kendi başınıza keyif yapabilirsiniz. Ayrıca küçük bir alan olsaydı, arabayla gezmek de hoş olmadı. Yolun sonuna çabucak varmak, keyif almak için güzel olmayabilirdi. Belgrad'ın en sevdiğim taraflarından biri, offroad yapılabilecek her zaman çamur bulabilirsiniz. Offroad, çok seviyorum malesef...

Belgrad'da dolaşırken, bir tepeye çıktık. Manzara aslında çok güzel iken, aynı zamanda korkutucuydu da... Karşılaştığım manzara; sevgili insanlar, orman içinde piknik yaparken, Belgrad'ın görülmeyen ve kullanılmayan alanı inşaat haline dönüştürülmüş ve bir çok ağaç katledilmişti. Üzücü bir durum...

Güzel bir şey daha var ki; o alandan geçerken Belgrad'a giriş kapımızı bulmuştuk. Garipçe köyünden, Belgrad ormanına bağlanan bir yol bulduk. Yolun sonunda, güvenliği geç, bir kapı bile yoktu. Bir çok insani tek girişi bildiği için, para ödüyorlar. Gerek yok, artık yeni bir girişiniz var.

Bugün, güzel bir gündü. Güzel yerler ziyaret ettim ama oralarda, yeterince vakit geçiremedim. Her şey, tecrübe...

Günü, en sevdiğimiz şekilde tamamladık. Re Cafe'de nargile zamanı ama o başka macera...